Follow this blog with bloglovin

Follow on Bloglovin

8 Temmuz 2012 Pazar

İnsanları mutlu etmek
Severim kendisini. Ama zordur bunu kabul etmek lazım. Bunu en iyi gerçekleştirebildiğim yerlerden biri verdiğim derslerdir. Sınıfta pür dikkat sana bakan seni gülümseyerek dinleyen 10 kişi görmek ve bu durumu birkaç ergen veya paraverdimamamemnunolmamimkansız tip hariç her sınıfta yaşamak olağanüstü birşey. Hayvan sevgisinden bahsettim zaten daha önce. Veya, 2 haftadır görmediğin kardeşinin bir sabah sürpriz yapıp sabah öperek uyandırması gibi şeyler...
Binbir türlü şekilde gerçekleştirebilirsin mutlu etmek eylemini sevgili günlük. Bir de pek görülmeyen yollardan mutlu edersin insanları. Açık olursun, saklamazsın hatta saklamak aklına gelmez çoğu şeyi. Yaftalanırsın, ve bunun üzerine yapacağın her hareket, her küçük hata veya her incir kabuğunu bile doldurmayacak dert, mutluluk olur bunlara. Hey siz kendini akıllı sanan esas sinsiliği kendi yapıp gizliden blogu okuyan şahsiyetler! Facebook'ta arkadaş listende var olan birinin iletilerini görmek ne kadar sinsilikse, bir bebeğin susayınca ağlaması da o kadar sinsiliktir. Gör ilişkiyi yani zeki insansın. Ama bir uğraşınız yoksa meşgale olur arada okuyun canlarım. Sonra kendi kendinize kişilik yorumu veya psikolojik analiz falan yapın. "Bu kişi kesinlikle çok yannlız. Hem de içi fesat bunun içi" falan deyin. "Sikimsantrik dönem şöyle bir şeydir vah yazık" diye ahkam kesin, kalacak yerin yokken evimi açtığımda da fesattım çünkü ben. Siz bunları yaparken ben de ya işyerimde ders anlatıyor olurum, ya altkomşuda çay içerim, ya bu çok sevmediğim yerdeki güzel insanlarla zaman geçiririm, ya da günlüğe ne yazsam diye düşünürüm. Gerçi bu son kısım için elimde malzeme bol, çünkü yaşadıklarımdan besleniyorum. Örneğin, bazılarının gitmeye can atıp da gidemediği yerlerden; olmayı isteyip olamadığı şeylerden falan... 
Ben şimdi valla çok fesat hissettim bak. Kesin bir psikiyatriste gitmem lazım. Ya da yoldan geçen birine sorayım o anlar anormal olduğumu. Ne de olsa düzgün bir işim, az ama öz arkadaşım, bir evcil hayvanım, değerini geç anladığım bir ailem, önümde aptal bir sınava bağlı olmayan hayallerim falan var. Küçük Oscar'la röportaj yapan Tayfun Talipoğlu'na döndüm yahu! Bunu da yazın bir kenara bak konu olur: Bu kızda kişilik bölünmesi var!




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder