Baba... kelime olarak bakıldığında ne kadar basit. 4 harfli bir bebek ifadesi. Var olma sebebin olan bir adama bu kadar basit bir hitap neden? Bu sorunun cevabı yok, çünkü kelimeler kifayetsiz kalır.
Zordur ataerkil bir toplumda hem baba olmak, hem kız evlat olmak. Baba, öyle çok içli dışlı olmaz kızıyla,
mesafesini korumak zorundadır, kızını dövmeyen dizini döver'dir. Kızın namusunu
koruma görevi ona verilmiştir, kazadan beladan koruma görevi de. Farkında
olmadan kabul etmek zorunda kalmıştır bu rolleri, karakteri ne olursa olsun. Bu
nedenle midir bilmem, kızlar çok geç anlar bazen babalarının değerini.
Bir baba sözüdür: "Beni
şimdi beğenmez takdir etmezsin de, beş para etmez insanları tanıdıkça anlarsın
değerimi." Anladım baba.
Eve giren tek maaşını, kendin bir gıdım harcamadan çocuklarına feda ettiğin
yıllarda anladım. Kendi babanı kaybettiğinde, dedeleri öldüğü için
evlatların üzülmesin diye gözyaşlarını yutup nefesini tuttuğunda anladım.
İlerde biz senin torunlarına sigara içmemelerini öğütlerken kötü rol model
olmak istemeyip sigarayı bıraktığında anladım. Sevdiğin dizi başlarken çocuksu
ifadeni yakaladığımdaki utancında anladım. Taze ekmek bize kalsın diye, bayatı
ıslatarak yediğinde; karanlıkta eve gelirken penceredeki siluetini
yakaladığımda, her başarımda
ve başarısızlığımda sırtımı sıvazlamanda, bir
pot kırdığımda ağzını büzmende, her yaz tatilinde akrabalarla bir araya
gelindiğinde, doğumumda bana nasıl ebelik yaptığını anlatırken anladım
değerini... Bütün bunları söyleyebilmeyi çok isterdim baba. Ama ben, o zamanlar
çok odun kafalıydım. Yaşama sebebimi görmezden gelecek kadar...
Çok geç kalmadığım için ne kadar mutluyum anlatamam! Ne zaman bir
dolma kalem görsem, yazdığın yazıları hatırlarım, ne zaman lavanta kokusu
duysam senin kokunu duyarım. Gök gürültüsünde, karda kayan arabadan bizi
kurtardığın gelir aklıma, yaz sıcağında sayende yapabildiğimiz güzel
tatiller... İyi ki varsın baba.